24 Haziran 2015 Çarşamba

Datça - Mavi Konuşalım Mavi Yazalım

Otelimiz Datça merkezde deniz kenarında Kumluk Otel. Otelin kendine ait bir plajı var. Datça'nın her koyu denizinin güzelliğiyle ünlü ama merkezindeki denizin de bu kadar temiz olabileceğini hiç tahmin etmiyordum. Üstelik gece aynı kumsala restoranların masalarını koyduklarını düşünürsek. Kumluk Otel denize bakan bir oda için geceliği oda + kahvaltı 250 tl bir fiyatla hizmet veriyor. Pırıl pırıl geniş odamıza yerleştikten sonra denizin keyfini çıkarmaya plaja iniyoruz. Deniz gerçekten tertemiz ve sığ. Akşam yemeği için dışarı çıkıyoruz. Sahilde birçok balık restoranı var. Kumsala atılmış masalarda deniz ayaklarınızın dibine vururken yemeğinizi yiyebilirsiniz. Fakat biz bir arka sokakta mezeleriyle ün salmış Fevzi'nin Yer'ini tercih ediyoruz. 


Kocaman bir nar ağacının altında bulunan Fevzi'nin Yerinde bizi çok sıcak karşıladılar. Biraz sohbetten sonra kendimizi şefin tavsiyelerine bırakıyoruz. Önce meze tabaklarının ufaklığı göze çarpıyor ama sonra anlıyoruz nedenini. O kadar çok mezesi var ki, büyük porsiyon verip diğerlerini kaçırmamızı istemiyor. Melengeç, kaya koruğu, çörek otlu keçi peyniri, acılı badem ezmesi ve adını  hatırlayamadığım çeşit çeşit otlar. Sonrasında ise sübye güveci ve ahtapot yiyoruz. Yunan ezgileri eşliğinde samimiyetiyle, karakteriyle akılda kalıcı bir mekan Fevzi'nin Yeri.


Ertesi gün güneşin doğuş saatine alarmı ayarlayıp uyanıyoruz ve güzel bir Datça sabahını balkonumuzdan izliyoruz. Sabah kahvaltımızı deniz kenarında yapıyoruz. Kumluk Otelin kahvaltısı bizden geçer not alıyor. Tatile çıkmadan önce birçok blog okuyup aldığım tavsiyeler işe yarıyor. Sonrasında bugünün deniz planı için yola çıkıyoruz. Datça'nın enfes büklerinden biri olan Palamutbükü'ne gidiyoruz. 28 km uzaklıkta bulunan Palamutbükü'nde uzun, geniş bir sahil  ve şezlong kiralayabileceğiniz birçok yer var. Biz internetten görüp çok beğendiğimiz Otel Mavi Beyaz'ın ücreti karşılığında şezlonglarından faydalanıyoruz. Bütün günü turkuaz renkli bir denizde geçirip, öğle yemeklerimizi de otelde yiyoruz. Bizi daha da memnun eden ise konaklaması bu kadar pahalı olan Mavi Beyaz'a çok az bir meblağ ödememiz. 


Datça'ya dönüşte  Palamutbükü’ne arabayla yaklaşık 5 dakika mesafede olan Sındı köyüne gidiyoruz.  Bu köy, ahalisinin kurduğu kooperatifiyle ünlü. Burada tamamen doğal olarak yetiştirilmiş zeytin, zeytinyağı, kekik, bal, badem bulmak mümkün. Kooperatifteki amca bizi bekliyormuş gibi karşılıyor. Kendisi kooperatif başkanıymış. Kooperatifçiliğin çok zor yaşadığı günümüzde biz de destek olmak istiyoruz ve hoşsohbeti ile beraber alışverişimizi yapıyoruz. Hem fiyatlar uygun hem her şey organik. 2 torba badem, 1 kavanoz şekerli badem, 2 kavanoz bal badem ve altın çiçek otu alarak oradan ayrılıyoruz.


Akşam yemeği için yine tavsiyelerden biri olan Zekeriya Sofrası'na gidiyoruz. Çarşı içinde yer alan, çok talep gören salaş  ve temiz bu mekanda ev yemekleri yapılıyor.  İzmir köfte, yaprak sarma, kabak çiçeği dolması ve pilavdan sonra mekanın ünlü tatlısı olan damat tatlısını yiyoruz. Havuç dilimi gibi kesilen bademli ev baklavası diyebiliriz kendisine. Tatil boyunca 1 tane kötü şey tatmadık. Yemekler konusunda ne kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyoruz. Datça'nın sakinliğinde gece yürüyüşü yapıp otelimize dönüyoruz.

Sabah kahvaltısından sonra otelden ayrılıp merkeze 4km uzakta olan Eski Datça'yı gezmeye gidiyoruz. Bol fotoğraf çekebileceğiniz hoş sokakları, kafeleri ve el emeği ürünler satan satıcılarıyla her sokakta ayrı bir güzellik var. Tabi ki Can Yücel sokağı ve evini de ziyaret ediyoruz. Biraz incik boncuk alışverişi yapıp Akyaka için yola çıkıyoruz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder