22 Haziran 2015 Pazartesi

Bodrum'da Sakin Bir Tatil - Mazı Köyü - Taş Pansiyon

Selçuk - Söke - Bafa - Milas - Bodrum Mazı Köyü istikametinde başlayan tatil rotasının ilk aktivitesi tabi ki kahvaltı. Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı diyerek Cemal Süreya'ya bir selam gönderelim. Kahvaltı için Bafa Gölü'nün kıyısını ve Çeri Restaurant'ı tercih ediyoruz. Gölü görüp biraz ilerledikten sonra sol tarafta tabelasını göreceğiniz Çeri Restaurant'ta manzara ve ördekler eşliğinde güzel bir kahvaltı yapıyoruz. Yumurtanın toprak kapta pişirilmesi sonucu yanık bir tat geliyor. Sahanda yumurta istenirse daha iyi olabilir. Çayın tadı ise  biraz farklı. Bunların dışında beğenmediğimiz bir şey olmuyor. Erken gidip göl kenarındaki masalarda oturmakta fayda var. Gölün serinliği ile yolculuğa güzel bir başlangıç yapmış oluyoruz.


Mazı Köyü için virajlı ama bol oksijenli yollardan geçiyoruz. Taş Pansiyon Aşağı Mazı Köyünde yer alıyor.  Taş Turizm Mehmet Taş'ın , eşi Ayşe teyze ve oğlu Yasin ile birlikte işlettiği, 70li yıllara dayanan bir aile işletmesi. Özellikle tabela koymadıkları için bulması biraz zor. Fakat sonradan anlıyorsunuz neden çok bilinmek istemediklerini. Burası huzur dolu, sakin, meyve ağaçları ile kaplı pırıl pırıl bir yer. 


Denize sıfır bir konumda Geceliği kişi başı tam pansiyon 100 tl bir fiyatla hizmet veriyorlar. Sabah kahvaltısı sade ve tatmin edici. Ayşe teyze ve yardımcı kızların hazırladığı enfes yemekleri ise öğle ve akşam tatma şansına sahipsiniz. Enfes derken kesinlikle abartmıyorum, bir çok ünlü restorana taş çıkaracak derecede lezzetli yemekler yiyoruz Ayşe teyzenin elinden. Bir de beş çayını ihmal etmiyorlar. Mazının serinliğinde deniz kenarında çayınızı içiyorsunuz. Akşam yemeklerinde ise baş aktör balık. Mehmet Amcanın bahçenin ortasına özel yaptırdığı ocak akşam üstü yanmaya başlıyor. Günlük gelen çeşit çeşit balıklar akşam yemeğinde mutlaka bir ot haşlamasıyla sunuluyor. Yine enfes ızgara balıklar, efe otu haşlaması ve mezelerle akşam yemeği yiyoruz.  Her şey doğal, her şey çok sağlıklı. Tabi rakıyı unutmamak gerek. Bir de Mehmet Amca'nın sohbetini. Herkesin masasını ziyaret edip hal hatır sormayı, biraz da bizleri tanımayı seviyor. Gerçekten huzurlu bir tatil yapıyoruz. Mazının tek sıkıntısı denizinin biraz taş, biraz yosun olması. Ama tertemiz bir deniz. Bu ayrıntı bizim canımızı sıkmaya yetmiyor. 


Ertesi sabah yine açık büfe kahvaltımızı yapıp tıka basa doyduktan sonra artık ikinci durağımız Datça'ya doğru yola çıkıyoruz. Aslında Bodrum'dan Datça'ya feribot seferleri var fakat biz kara yolunu tercih ediyoruz. Çünkü yolumuzun üstünde Hisarönü'nde pideleriyle nam salmış Mavi Pide var. 


En iyi yol lokantaları arasına girmiş, Mehmet Yaşin'in de tanıttığı bu lokantanın en ünlü pideleri közlenmiş patlıcanlı pidesi ve tahinli ballı cevizli pidesi.  Masanın yanından uzanan dere ve ördekler eşliğinde meşhur pidelerimizi yedikten sonra Datça'ya devam ediyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder